29 Mart 2016

Yazamiyorum...

Dokunmasınlar çocuklara... tertemiz dünyalarını pislik duygularıyla anlık zevkleriyle kirletmesinler. Cocukluklarını ellerinden almasınlar. Pembe hayallerini süper kahraman oldukları rüyalarını almasınlar almasınlar!!! 
Sabahtan beri okuduğum bilmem kaçıncı taciz. Kaçıncı tecavüz kaçıncı cinayet. Ne kadar çaresiz hissediyorum kendimi acaba şimdi nerde kimbilir neler oluyor birşey yapamıyorum. Birileri dur desin kimse demiyorsa biz diyelim birşey yapalım.
Uyuyamıyorum. Şehit haberlerinden... oldurulen taciz edilen tecavuz edilen susan cocuklarimizi dusunmekten...vicdanım hiç rahat değil susmaktan... yatıp uyumaktan...
uyuyamıyorum okuyamiyorum yazamiyorum kimseye diyemiyorum... umutsuzluğa kapıldım gidiyorum...



23 Şubat 2016

17 BLOGGER 1 HİKAYE/BÖLÜM 14: GERÇEKLER

Çığlık atarak gözlerini açtı. Dr. Hugg ve kardeşi Mel endişe içerisinde ona bakıyordu. O ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya bir yandan da konuşmaya çalışıyordu. 

"O benim bebeğimdi. Doğurur doğurmaz Rhett ile güzel kasabamıza dönecektik. Neden Velius neden? Mutlu olmamıza neden izin vermedin?" 

Melanie'nin ablasına bakan endişeli gözleri yerini şaşkınlığa bıraktı. 



Oydu. Velius'tu. İnanmak istemiyordu. O olamazdı. O kahramanıydı Mel'in... İlk dans ettiği, ilk öpüştüğü, ilk ve tek birlikte olduğu... Kahramanı...

"Hazır mısın anlatmaya?" dedi doktor Lexi'ye. 

22 Şubat 2016

CANSEL İÇİN SUSMA!!!

MİNİ ETEK GİYMEDİ...

GECENİN BİR VAKTİ SOKAKTA DA DEĞİLDİ..

"OKUL BİZİM YUVAMIZ TERTEMİZ TUTMALIYIZ" DİYE ŞARKILAR ÖĞRETİLEN YERDE...

İLİM İRFAN ÖĞRENMEK İÇİN GİTTİĞİ OKULDA Kİ MATEMATİK ÖĞRETMENİ TARAFINDAN TECAVÜZE UĞRADI. 

OKUL OLAYI ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIRKEN VE ÖĞRETMEN DENİLEMEYECEK İNSAN MÜSFETTESİ OKULDA GÖREVİNE DEVAM EDERKEN CANSEL BABASININ SİLAHI İLE KENDİSİNİ ÖLDÜRDÜ.ONUN O GENCECİK YÜREĞİ NE TECAVÜZÜ NEDE HAKSIZLIĞI KALDIRAMADI. 

SEN PEKİ BU OLAYI PAYLAŞMAYARAK TEPKİNİ GÖSTERMEYEREK BU CİNAYETE ORTAK OLMAYI KALDIRABİLECEK MİSİN?

TWITTER FACEBOOK INSTAGRAM MÜMKÜN OLDUĞUNCA PAYLAŞALIM..


19 Şubat 2016

KADINLAR İÇİN MİM...

Bir varmış bir yokmuş...

Hepimiz böyle başlayan masallarla büyüdük kötüler hep bir vardı bir yoktu. İyiler genelde hep kazanırdı. Kazanmasa da iyiler kazansın; masallar,filmler,diziler iyi sonla bitsin isterdik hep.

En fazla iki gruba ayrılır ortada sıçan oynardık... Ahmet, Mehmet, Ayşe, Emine.. var mıydı ki bir cinsiyetimiz... Arkadaştık.Dosttuk.. sahi ne zaman erkek yada kadın olduk?


Masalın hangi bölümünde Mehmet, Ayşe boşanmak istiyor diye yol ortasında bıçaklayarak on yerinden öldürme hakkına sahip oldu?..  Yada Ahmet, Emine kısa etek giymiş diye üstüne üstlük birde gecenin bir vakti sokakta gezdiği için tecavüz etme hakkına sahip oldu? sahi hangi masaldı o?




Yada Ayşe neden boşanamadı Mehmet'ten..Neden "elalem neder" diye gecelerini ağlayarak,düşünerek geçirdi.. ilk kim dedi kocasına "uzak dur mesafe koy arana artık dul kadın o"... sahi kim taktı "Dul Kadın" etiketini hemen...
Mehmet Ayşe'yi başka bir Ayşe ile mi aldattı? peki başka bir Ayşe neden yaptı hemcinsine bunu?

Ahmet pipisini komşu teyzelere ve amcalara hodri meydan gösterirken Emine neden sıkı sıkı saklamak zorundaydı ?  Sahi kim göster dedi ilk...yada sıkı sıkı sahip çık diye? neden ismi kadınınki "namus" erkeğinki "yakışır" oldu?

Mehmet elinde kumandasıyla otururken Ayşe neden çamaşır toplamak ütü yapmak çocuklarla ilgilenmek zorundaydı? Emine'de işe gittiği halde neden daha erken kalkıp Ahmet'e kahvaltı hazırlamak zorundaydı? sahi kadınları hizmetçi erkekleri padişah gibi kim yetiştirdi? 

Neden Ayşe'nin yada Emine'nin üstündeydi bütün yük bir evlat yetiştirirken?



....................

Çok geç kalmış bir mim benim ki... kadınlar için mim..tam istenilen bir mim değil ama..böyle yazmak geldi içimden... birazda iğneyi batırayım istedim çuvaldızı batırmadan...

SAYGILAR...

18 Şubat 2016

........

Düşün diyorum. Sadece düşün. 
Ülkeni düşün. Oyuna gelme. Savaş çığırtkanlığı yapma. 
Düşün ve artık hüzne alışma şehit haberlerine alışma. 
Koskoca bir şehrin merkezinde bir patlama. Onca mühimmat. Nasıl nerden geldi. 
Gözünü aç. Kulağını aç. Ağzını aç. 
BAŞIMIZ SAĞOLSUN!!!



12 Şubat 2016

BİR DOSTUM VAR BENİM...

Evet... Bir dostum var benim... 

Kısıtlı zamanı olmasına rağmen yardım etmek için vaktini bana bloguma ayıran bir dost...

İş,ev,çocuk üçgeninde kafasını dinleyeceği belki 5 belki 1 dakikası bile zor olan ama dinlenmek yerine benim için çabalayan bir dost... 

Her yazıma yorum yapmayı ihmal etmeyen, üstüne üstlük beni blog keşif etkinliklerinden haberdar eden, kendi blogunda bile her fırsatta yorumlarında blogumdan da bahsetmeyi unutmayan bir dost...

10 Şubat 2016

KAZANDIM KAZANDIM :)

HUSH HUSH
Günümüz en önemli sosyal ağ etkinlikleri haline gelen; hemen hemen herkesin bir kere dahi olsa katıldığı, uğruna binlerce sahte hesap açılan,olur olmadık tanıdık tanımadık herkesin etiketlendiği,kazanıldığında süper ama kaybedildiğinde de kesin bir hile var gözü ile bakılan hediye çekilişlerine bende sıklıkla katılıyorum. Özellikle kitap çekilişlerine. 

Genelde instagram hesabımla katıldığım çekilişlerden bugüne kadar kazandığımda oldu ama kaybettiğim kadar değil :) 

09 Şubat 2016

KÜRK MANTOLU MADONNA

"Önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan daha zordur" Albert Einstein

KÜRK MANTOLU MADONNA

Acaba kaç kişiden vazgeçtik önyargılarımızdan dolayı. 
Kaçına şans vermedik havalı duruyor, üzgün bakıyor,melankolik,neşesiz hallerinden dolayı yada çok kızgın,sinirli,asabi görünüyor diye. 
Yada dış görünüşünden dolayı kaçına sırtımızı döndük.
Kaçını sırf kimse sevmedi diye sürüye uyup, hayatımıza sokmaktan vazgeçtik. hangi inanılmaz hayat hikayelerinden eksik yoksun kaldık. 

08 Şubat 2016

VE DAĞLAR YANKILANDI (spoiler içerir)...


VE DAĞLAR YANKILANDI
Babamın üç kardeşi vardı. İki amcam bir halam. Amcamlar Edirne'de yaşardı. Halam ise Bursa'da. Küçükken babam bizi hemen hemen her yaz götürürdü Edirne'ye. Seviyordum Edirne'yi (ne gariptir ki Eskişehir'de doğmuş büyümüş ve halen yaşıyor olmama rağmen memleketim Eskişehir değilmiş te hep Edirne gibi gelir. Toprak çekmesi böyle bir şey herhalde).

03 Şubat 2016

KARDEŞİMİN MEZARI... ROBERT DUGONI...

KARDEŞİMİN MEZARI

En güzel dilekleriniz de en içten dualarınızdadırlar... 

Sevgi değildir... Aşk değildir... yoktur ismi hissettiğiniz duygunun... yoktur yerini doldurabilecek ne bir kimse ne bir his...

Gel dersiniz en kötü gününüzde... Bursa'dan kalkar gelir... İçim daralıyor dersiniz gecenin bir körü eşini çocuklarını bırakır yanınızda biter...

En anlatılamayanlar... En büyük sırlar... gizlidir onlarda...

29 Ocak 2016

DOKUZ GÜN...

DOKUZ GÜN
Anne olmak...

Tüm felaket senaryolarını saniyeler içinde beyninden geçirmek. Hızlıca koşan çocuğun halıya takılıp sehpanın köşesine çarpma olasılığını ışık hızında hesaplamak ve aynı anda çığlığı basıp çocuk düşmeden yara almadan korkmasını sağlayıp ağlatmak.. :)

Çarşı pazar işlerini halletmek yada biraz nefes almak için anneanneye çocuğu bırakmak ama bırakır bırakmaz kafa dağıtacağı saatleri acabalarla geçirmek ve hızlıca halletmek işleri...

13 Ocak 2016

TRENDEKİ KIZ....

HAYDARPAŞA
Babam Tülomsaş'tan emekli... DDY'ndan... o yüzden en sevdiğim taşıma aracıdır trenler...

yolcuları farklıdır trenlerin... sevmezler hızı... tepiş tepiş otobüs koltuklarını... oturdun mu mola yerine kadar kalkamadığın yolculuğu...

o mis gibi börekler köfteler meyve kokuları... yolluğu ayrıdır tren yolcularının...

tünelleri ayrıdır... hele bizim için çok ayrı... ablam kardeşim ve ben.... her tünelde kapkaranlık olan vagoniçi.. babamın tabağımızdan çaldığı köfteler... tuvalette tünele yakalanma korkusu...

12 Ocak 2016

2016 yılına girdik mi ? :)

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba...

2016 yılına girdiğimizden emin olmadan yazmak istemedim :) nasıl emin oldum...Superonlinecılar geldi...Fibere geçecegiz inşallah imza atmamı istediler sözleşmeye ve ad soyad ve tarih ..ve ben doğru yazdım tarihi ..sanırım girmişiz ...

2016 yılı bıze sağlık sağlık sağlık getirsin...hemde biran önce... 
önce meleğim... sonra babamız sonra yine meleğim hasta oldu evde sürekli bir grip döngüsü var ve hayret bana acımış olmalı ki virüs bulaşmıyor :) inatla..teğet geçiyor..iyi ki de geçiyor..yoksa halimiz harap...

sonra huzur...mutluluk...başarı...yeteri kadar para...ve bol bol bol kitap getirsin 2016 :) 

yaklaşık 1 aydır elimde yatakta çantamda sürüklenen Çember Serisi nin daha ilk kitabını bile bitiremedim..bırakın bitirmeyi okuyamadım bile 100 sayfa...iki kere baştan başladım..ama kaldı...sanırım bir süre rafta kalacak...demek ki kitap ve ben hazır değiliz :)






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...